güvenli yaşamın adresi

güvenli yaşamın adresi

ARTIK FARELER ARAÇLARI RAHAT RAHAT YİYEBİLİR


Sigorta şirketleri ile sigortalılar arasındaki uyuşmazlıkları çözen Sigorta Tahkim Komisyonu, sigortalı bir aracın aksamlarının fare tarafından kemirilmesi nedeniyle sigorta şirketinin, 18 bin liralık tazminatı ödemesine karar verdi.

Sigorta Tahkim Komisyonu Müdürü Metin Karacan, sigorta şirketleri ile sigortalılar arasındaki uyuşmazlıkları çözen Sigorta Tahkim Komisyonu'na, kasko sigortası teminatında yer almayan konularda ilginç başvurular geldiğini kaydetti.

Son zamanlarda araca giren kedi ya da farenin verdiği zararın karşılanmasıyla ilgili çokça başvuru aldıklarını ifade eden Karacan, şunları söyledi:

'Başvurulardan birinde, aracın hareket etmemesi üzerine oto teknisyeni tarafından yapılan incelemede, aracın kablolarının fare tarafından kemirilmesi üzerine sigortalı aracın hasar gördüğü anlaşılıyor. Sigorta kuruluşu tarafından yaptırılan ekspertiz incelemesi neticesinde de aynı durumun tespit ediliyor, ancak sigorta kuruluşu tarafından hasar tazminatı talebi Kasko Sigorta Genel Şartlarına uymadığı gerekçesiyle reddediliyor.

Hakem incelemesi sonucunda, uyuşmazlık konusu olayda sigortalının hasarın meydana gelmesinde ne kastı ve ne de ağır kusuru söz konusu olduğu, hasarın önceden öngörülemeyen ve gerek sigortalıya ve gerekse sigortacıya atfı mümkün olan bir sebeple meydana gelmediği, gerek Kasko Sigortası Genel Şartları'nda ve gerekse Türk Ticaret Kanunu'nda sigortacının hasarı tazmin yükümlülüğünün asıl, buna karşılık sigortacının hasarı tazmin yükümlülüğü dışında kalan hallerin istisnai ve tahdidi olarak düzenlendiği, uyuşmazlık konusu, 'kemirgen bir hayvanın sigortalı aracın motor aksamına zarar vermesi' hasarının da sigorta teminatı kapsamında kabul edilmesi sonucuna varıldı. Sigorta şirketinin, 18 bin liralık tazminatı ödemesine karar verdi.'

'UYUŞMAZLIKLAR 4 AYDA ÇÖZÜLÜYOR'

Karacan, Sigorta Tahkim Komisyonu'nun maksimum 4 ay içinde hakemlerin uyuşmazlığı çözmesi gerektiğini belirterek, komisyonun, sigorta şirketi ve sigortalılar arasında uzlaştırıcı bir görevinin de bulunduğunu kaydetti.

ABD, İngiltere ve Fransa gibi ülkelerde 'arabuluculuk', 'ombudsmanlık' isimleriyle yer aldığını ifade eden Karacan, Anglo  Sakson ülkelerinde bu uygulamanın gelişmiş durumda olduğunu ve uyuşmazlıkların yüzde 90'ının ombudsman aracılığıyla çözüldüğünü söyledi.

Karacan, uyuşmazlıklarla ilgili en fazla başvurunun yüzde 48 ile Marmara Bölgesi'nden geldiğini anlatarak, 'Her geçen yıl başvuru sayısında yüzde 40-50 artış yaşanıyor. Önümüzdeki yıllarda bu komisyonun sektör sorunlarını çözmede öncelikli kurum olacağına inanıyorum. Bu sistemin oturmasıyla yılda 25-30 bin sigorta davasına bakan mahkemelerin yükünün azalacağını düşünüyorum' diye konuştu.

Farenin araç aksamlarını kemirmesiyle ortaya çıkan uyuşmazlıkları çözerek, örnek uygulamalar geliştirileceğini aktaran Karacan, bunun hem şirketlere hem de sigortalılara yol gösterici olacağını söyledi.

1.5 MİLYON KİŞİYE PARA İADESİ


Bireysel emeklilik ve birikimli hayat sisteminden 29 Ağustos 2012’den önce ayrılanların ana paralarından yapılan stopaj kesintileri iade edilmeye başlanıyor. Bu parayı alabilmek için emeklilik şirketlerine başvuru yapmak şart.

Yeni bireysel emeklilik sisteminde, stopaj sadece getiriden kesilecek. Eski uygulamada, stopaj toplam para (hem ana para hem de getiri) üzerinden yapılıyordu. Emeklilik şirketleri ile müşterileri arasında en fazla anlaşmazlık yaşanan ve yargıya taşınan bu konu, yeni kanunla çözüme kavuştu.
Yeni kanuna göre, uygulama geçmişe dönük olarak da uygulanacak. Yani, 29 Ağustos 2012’den önce bireysel emeklilik sisteminde 10 yılını tamamlamadan veya 56 yaşını doldurmadan ayrılanlar, şirketlerine başvurarak ana paradan yapılan kesintilerini alabilecekler.
Sistemden bugüne kadar ayrılan kişi sayısının 1.5 milyonu bulduğu belirtiliyor. Ancak, bu kişilerin ne kadarının hak sahibi olduğu ve ne kadar bir iade alacağı emeklilik şirketlerinin yapacağı inceleme sonucu ortaya çıkacak.

Bir yıllık süre var...
Sistemden ayrılanların paralarını alabilmeleri için bir yıl içinde yani 29 Ağustos 2013’e kadar ilgili sigorta şirketlerine başvurmaları gerekiyor. Kişiler, şirketlerin çağrı merkezlerini arayarak veya şahsen şirkete giderek isimlerinin ödeme listesinde olup olmadığını öğrenmeliler. Listede isimleri olan kişilerin ise şu belgeleri hazırlaması gerekiyor:
* Her şirkette hazır bulunan dilekçe formunu doldurmaları gerekiyor. Bu dilekçede ödemenin yapılacağı banka adı, şube adı, IBAN nuraması, TC Kimlik Numarası ve irtibat telefonu mutlaka yazılmalı.
* Emeklilik/sigorta şirketi tarafından tanzim edilen hayat sigortası/bireysel emeklilik poliçesinin bir örneğini de şirkete vermeleri gerekiyor.
* Ayrıca, düzenlenmiş olan poliçenin başlangıç ve bitiş tarihleri ile yapılan kesintileri gösteren belgelerin bir örneği de bulunmalı.
* Açılmış dava bulunması halinde, ilgili yargı merciinden davadan feragat edildiğine dair şerhli dilekçe veya mahkemenin feragat nedeniyle davanın reddine dair vereceği karar örneği de olmalı.

NE KADAR ALINACAK?
Bireysel emeklilik sistemine üye olan ve 10 yılını doldurmadan veya 56 yaşından önce parasını alarak sistemden ayrılanlardan artık sadece getiri üzerinden stopaj kesilecek.
Örneğin, bireysel emeklilik sisteminde 10 bin TL’si (7.500 TL anapara, 2.500 TL’si getiri) bulunan bir kişi, hem 10 yılını doldurmadığı hem de emekli olabilme şartı olan 56 yaşını tamamlamadığı için sistemden çıktığında bu parası için yüzde 15 stopaj kesildi. Yani, 1.500 TL kesinti oldu. Ancak, yüzde 15 stopajın sadece 2.500 TL getiriden yapılması gerekiyordu. Yani, 1.500 TL değil 375 TL kesinti olmalıydı. Bu kişi bir yıl içinde emeklilik şirketine başvurduğunda ilgili vergi dairesi kendisine 1.125 TL’yi iade edecek.

2007 YILI ÖNCESİ AYRILANLAR YANDI!
Bireysel emeklilik sisteminden ayrılanların geri ödemelerine ilişkin yapılan açıklamaya göre uygulama, 07.10.2001 tarihinden sonra akdedilen poliçelerle ilgili olarak 29.08.2012 tarihinden önce yapılan kesintileri kapsıyor. Açıklamada, “Ancak söz konusu kesintilerin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca düzeltme zamanaşımına da uğramamış olması gerekmektedir” deniliyor.
Yani, vergide 5 yıllık bir zaman aşımı uygulaması var. Bu nedenle 2007 öncesi ayrılanlar bu uygulamadan yararlanamayacaklar. Para iadeleri bu nedenle 2007 yılı itibariyle sistemden ayrılanları kapsıyor.

Vergi dairesi kontrol edecek...
Bireysel emeklilik şirketleri, hak sahiplerinin doldurmuş olduğu form ve istenilen belgeleri ilgili vergi dairesine gönderecek.
Vergi daireleri de bunları, kendilerinde kayıtlı bulunan belgelerin yanı sıra Emeklilik Gözetim Merkezi verileriyle karşılaştıracak. Para iadesi almaya hak kazananlara ödemeler, kişilerin dilekçede yazmış oldukları IBAN numarasına EFT yoluyla yatırılacak.  


star

ALKOLLÜYSEN DE KASKO ÖDER


YARGITAY, çok tartışılacak bir karara imza atarak, sürücünün alkollü olmasını sigorta bedelinin ödenmemesi için tek başına yeterli saymadı. Emsal oluşturacak karara göre, sigorta şirketleri sürücü alkollü olsa da oluşan hasarı ‘kusuru olmaması halinde’ ödemek zorunda kalacak.

YARGITAY’dan kasko şirketlerine kötü haber geldi. 
Yargıtay 17’nci Hukuk Dairesi, sigorta şirketinin ‘sürücü alkollü’ diye karşılamadığı, 10 bin liralık onarım bedelinin ödenmesine vize verdi.  N.B adlı kadın sürücü, dört yıl önce Mardin Nusaybin’de kaskolu aracıyla tek taraflı trafik kazası yaptı. Hasarlı araç 922 kilometre uzaklıkta Çorum’daki servise çekiciyle taşınıp onarıldı. Sigorta şirketi, “sürücü alkollü” diyerek hasarı ödemedi. N.B, onarım ve çekici masraflarının karşılanması için 16 bin 400 liralık maddi tazminat davası açtı.

Davalı temyize gitti  
Gölcük 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, davalı sigorta şirketinin avukatının ‘Sürücü alkollü, hasar teminat dışında’ itirazına rağmen bilirkişi raporu ışığında hasarın ödenmesine karar verdi. Mahkeme, 2 Kasım 2011’de faturalandırılan 10 bin 34 liralık onarım ve bin 400 liralık çekici masrafının toplamı 11 bin 434 liranın davacı sürücüye ödenmesine hükmetti. Davalı sigorta şirketi ise kararı temyiz etti. İki taraflı şikayetleri inceleyen Yargıtay 17’nci Hukuk Dairesi, 10 bin 34 liralık tamir masrafının ödenmesini usul ve yasaya uygun bulup onadı.

Kanıtlanması gerekir
Avukat Alper Sarıca, Yargıtay’ın sürücünün alkollü olmasını sigorta bedelinin ödenmemesi için tek başına yeterli saymadığını belirterek,  “Kara taşıtları kasko sigortası genel şartlarına göre rizikonun teminat dışı kalabilmesi için sürücünün sadece alkollü olması yeterli değildir. Kazanın münhasıran alkolün etkisi ile oluştuğunun sigortacı tarafından kanıtlanması gereklidir” dedi.  Bir kişinin sırf ‘alkollü’ diye sigorta şirketinin ‘Ben hasarı ödemem’ diyemeceğini ifade eden Sarıca şunları söyledi:

Kazada alkol etkisi yok
“Yargıtay, bu kararda sürücünün alkollü olmasını kazada etkisi olmadığı sonucuna vararak, tazminat talebini kabul etmiştir. Sürücüsü 200 promil alkollü olsun, yolunda giderken, karşı şeritten bir araba gelip üzerine düşerse,  kasko şirketi ‘alkollüsün ödemem’ diyemez. Yargıtay’ın uygulamaları bu yönde. Yargıtay, kazaya münhasıran alkolün yol açıp açmadığına, yol, hava şartlarına, kusur oranına bakıyor. Ama biz Türk insanıyız. Sigorta şirketleri ‘alkollü’ diye hasarı ödemiyor, 100 kişiden 5’i dava açıyor.”

Alkol varsa sigorta kesinlikle ödenmez
TÜRKİYE Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği Genel Sekreteri Erhan Tunçay, konu ile ilgili olarak şunları söyledi: “Alkollü araç kullanılırken yapılan kazalarda kasko kesinlikle ödemez. Zaten bu durum kanunda da var. 30 ya da 50 promil diye bir sınır da olmadığına göre, alkollü aracın kazasını kaskonun hiç bir şekilde ödemeyeceği sonucu ortaya çıkıyor. Mahkemenin bu kararı neye göre verdiğine bakmak lazım. Türkiye, alkollü araç kullanmanın yasak olduğu bir ülke. Başlangıç noktası olarak bunu alırsak, ödenmeyeceğini görebiliriz.”

Caydırıcı önlemlerin etkisi azalacaktır
RAY Sigorta İcra Kurulu Üyesi Metin Akgün, mahkemenin kazanın sebebiyetinin alkolden kaynaklanıp kaynaklanmadığı konusunun ispatını sigorta şirketlerinin bırakmış olmasını doğru bir yaklaşım olmadığını belirterek, “Teknik açıdan bakıldığında yasal sınırın üzerinde alkol kullanılımı sürücünün reflekslerini zayıflatacak, kendisi ya da diğer sürücülerin kazaya sebebiyet vermesine neden olacaktır. Diğer açıdan bakıldığında ise, alkollü araç kullanımı dolayısıyla sigorta şirketlerinin hasar ödemesi yapması yönündeki kararlar, toplumda alkollü araç kullanımı yönündeki caydırıcı önlemlerin etkisini azaltacaktır” dedi.

922 km çekici ücreti kaskoya ödetilmedi
YARGITAY, Gölcük 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin bin 400 liralık çekici masrafının sürücüye ödenme kararını ise bozdu. 922 kilometre çekici ücretinin kaskoya ödetilemeyeceği kararını veren Yargıtay, aracın kaza yerine en yakın servise çektirilmesi gerekirken, Nusaybin’den Çorum’a getirilerek, zararın ağırlaştırıldığını belirtti. Mahkemenin aynı bilirkişiden ek rapor alarak, “olağan” ve “makul” bir çekici ücreti belirlenmesi istendi. Yerel Mahkeme bozmaya uyarsa, “makul-olağan” yeni bir çekici ücreti belirleyecek. Ancak, mahkeme ilk kararda direnirse son sözü Yargıtay Hukuk Genel Kurulu söyleyecek.

hürriyet

SGK ÖZEL SİGORTALARIN FATURASINI ÖDEYECEK



SGK, özel sağlık sigortası olanları da genel sağlık sigortası kapsamına aldı. Buna göre özel sigortası olanlar, faturalarının belirli tutarını SGK’ya fatura edebilecek. Kalan kısmı ise sigorta ödeyecek.
ÖZEL sağlık sigortası olanlar, Genel Sağlık Sigortası (GSS) kapsamında artık sağlık giderlerini Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) da fatura edebilecekler. SGK, geçtiğimiz hafta yayınladığı genelgeyle, özel sağlık sigortası olanların da SGK’nın sunduğu sağlık hizmetlerinden yararlanmasının önünü açtı. Bugüne kadar özel sağlık sigortası olanlar tedavi giderlerini ya sigorta şirketine ya da SGK’ya fatura edebiliyor; özel hastaneler de sağlık harcamalarının tamamını özel sigortadan alıyordu.
Model Avrupa’da uygulanıyordu
Yeni yayınlanan genelgeyle, özel sigortası olanlar sağlık harcamalarının belirli bir tutarını SGK’ya fatura edebilecek; üstü için de özel sağlık sigortasından yararlanabilecek. SGK tarafından kapsama alınmayan, kapsama alındığı halde kısmen karşılanan, yani ilave ücret ödenen ya da bireylerin daha yüksek standartlarda sağlık hizmeti talep ettiği durumlarda devreye giren özel sağlık sigortası olarak tanımlanan ‘Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’ yıllardır Almanya, Hollanda ve Fransa gibi birçok gelişmiş ülkede uygulanıyor. Türkiye’de 2000’li yılların başından itibaren yoğun şekilde tartışılmaya başlanan ‘Tamamlayıcı Sağlık Sigortası, ilk kez 5510 sayılı Kanun’un 98. maddesinde konu edildi. 2011 yılının ekim ayında yayımlanan Orta Vadeli Program’da (2012-2014) ‘tamamlayıcı emeklilik ve sağlık sigortası modellerinin geliştirileceği’ konusuna yer verildi. Kanunun 98. maddesinde, konuyu sigortacılık ilkeleri çerçevesinde düzenleme görevi, SGK’nın uygun görüşü alınmak koşuluyla Hazine Müsteşarlığı’na verildi.
SGK tarafından finansmanı sağlanmayan estetik girişimler, akupunktur gibi alternatif tedaviler gibi sağlık hizmetleri, ilave ücret tutarları, otelcilik ücreti gibi hastadan alınabilecek tutarlar ve özel hastane ile sigorta şirketi arasında yapılabilecek anlaşmaya göre Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) fiyatları üzerinde kalan tutarlar ‘Tamamlayıcı Sağlık Hizmeti Sigortası’ kapsamında bulunacak. Ancak, kanun gereği hasta katılım payları özel sigorta konusu yapılamayacak.
SUT’un üzerini şirket ödeyecek
Düzenlemeye göre, sigorta şirketi ile özel hastane bir sağlık hizmetinin fiyatı konusunda kendi arasında bir anlaşma yapabilecek. Bu durumda, sağlık hizmet bedelinin SUT fiyatı SGK’ya, SUT’un üzerinde kalan kısmı da sigorta şirketine fatura edilebilecek. Örneğin ‘Tamamlayıcı Sağlık Hizmeti Sigortası’ yaptıran bir kişi, normal doğum için sözleşmeli/protokollü bir sağlık hizmet sunucusuna başvurduğunda, SUT fiyatı olan bedel SGK’ya, hastanenin istediği ilave ücret ise özel sigorta şirketine fatura edilebilecek. Ayrıca sigorta şirketi ile hastane arasındaki ‘normal doğum fiyat anlaşması’ da yine sigorta şirketi  tarafından karşılanacak.
2 YILDA YÜZDE 80 BÜYÜDÜ
2.78 MİLYON ÖZEL SAĞLIK SİGORTALISI VAR
TÜRKİYE’DE özel sağlık sigortası olan kişi sayısı son iki sene içerisinde yüzde 80 arttı. Genellikle şirketler tarafından çalışanlarına yönelik olarak yaptırılan grup sağlık poliçe sayısında azalma görülürken, ferdi olarak yaptırılan özel sağlık sigortası poliçe sayısındaki artış yüzde 366 olarak gerçekleşti. Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği verilerine göre 2009 yılı kasım sonu itibariyle Türkiye’de özel sağlık sigortası poliçesine sahip kişi sayısı 1.28 milyon iken bu rakam 2011 Kasım ayı itibariyle 2.28 milyona yükseldi.  Ferdi olarak yaptırılan özel sağlık sigortası poliçe sayısı ise 360 binden 1.32 milyona yükseldi. Bu ferdi poliçeler aracılığıyla özel sağlık sigortasına sahip olan kişi sayısı ise 532 binden 1.49 milyona çıktı.