güvenli yaşamın adresi

güvenli yaşamın adresi

YARGITAY'DAN ARAÇ SAHİPLERİNE İYİ HABER



Yargıtay, otomobildeki yol bilgisayarının Türkçe menü içermemesinin, araçtan beklenen faydayı azalttığını, ilgili yasa gereği bunun ''ayıplı mal'' niteliğinde bulunduğu için müşterinin taleplerinin değerlendirilmesinin zorunlu olduğunu bildirdi.
Yargıtay, otomobildeki yol bilgisayarının Türkçe menü içermemesinin, araçtan beklenen faydayı azalttığını, ilgili yasa gereği bunun ''ayıplı mal'' niteliğinde bulunduğu için müşterinin taleplerinin değerlendirilmesinin zorunlu olduğunu bildirdi.

Aydın'da 30 Aralık 2008 tarihinde satın aldığı ithal otomobilde bulunan yol bilgisayarında Türkçe menü bulunmaması üzerine ''ayıplı mal'' satıldığı iddiasıyla Aydın 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açan Memduh Toprak, yerel mahkemece davasının reddedilmesi üzerine Yargıtay'a temyiz başvurusu yaptı.

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, yapılan temyiz başvurusu üzerine oy birliği ile aldığı kararda, firmanın davacıya otomobili satarken durum hakkında bilgi verdiğini ispatlayamadığını belirterek, şunları kaydetti:

''Bu itibarla Türkiye'de satılan aracın yol bilgisayarının Türkçe menülü olduğu zannıyla davacı Memduh Toprak tarafından satın alındığının ve yol bilgisayarının Türkçe menü içermemesinin, araçtan beklenen faydayı azalttığının kabulü gerekir. Bu nedenle 4077 Sayılı Yasa (Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun) anlamında ayıp niteliğinde olduğu için de davacının taleplerinin değerlendirilmesi zorunludur.''

-''Türkiye'de Türkçe için bu kadar mücadele vermek üzüyor''

Toprak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, satın aldığı otomobilin yol bilgisayarında Türkçe menü bulunmaması nedeniyle firma yetkililerine başvurarak, bu eksikliğin giderilmesini talep ettiğini, eksikliğin giderilmemesi üzerine konuyu yargıya taşıdığını söyledi.

Hukuk mücadelesini 4 yıldır sürdürdüğüne işaret eden Toprak, şöyle konuştu:

''Türkçe konuşulan bir ülkede Türkçe ile ilgili bu kadar mücadele vermek insanı gerçekten üzüyor. Diğer ülkelerde, bir Fransa'da, İtalya'da, Almanya'da, ithal edilen bir mal, o ülkenin dilini kapsamazsa, bırakın mahkemelik olmayı, sınırdan içeriye sokmuyorlar. Ama bizim ülkemiz bu konuda yol geçen hanı gibi. Vatandaşlarımız bilinçli hale gelsin diye böyle bir mücadele verdik.''

-Emsal olabilecek bir karar-

Kararı değerlendiren Aydın Baro Başkanı Sümer Germen, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin vermiş olduğu kararın, bütün mahkemelere emsal olabilecek nitelikte olduğunu kaydetti.

''Vatandaşı duyarlılığından dolayı kutluyorum'' diyen Germen, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Tüketici hakları ile ilgili bir dava konusu olmuş bir olay. Keşke bütün vatandaşlarımız bu duyarlılığı gösterse. Araç yol bilgisayarlarında Türkçe menü olmaması çok büyük eksiklik. Ben bir Türk vatandaşı olarak aldığım araçta neden Türkçe menüyü görmeyeyim? Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, çok doğru şekilde yerel mahkemenin vatandaş aleyhine verdiği kararı, 'Araçtaki menünün Türkçe olması gerekir' şeklinde bozmuş ve karar düzeltme istemini de reddetmiş. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin kararı, bana göre bütün mahkemelere ve firmalara örnek olabilecek güzel bir karardır. 'Bu karar emsal olur' demiyorum ancak tüm mahkemelere emsal olabilecek nitelikte bir karardır.''

SİGORTACILIK MÜDÜRLÜĞÜNDEN UCUBE BİR DUYURU

TOBB Sigortacılık Müdürlüğü, geçtiğimiz gün acentelere aşağıdaki duyuruyu mail yoluyla iletmiştir. Mail diyorum, çünkü duyuruyu üyelerine göndermek için teknolojinin her türlü imkanını kullanıyor ama içerik olarak  yüz sene önceki yasakçı zihniyeti yaşatmaya  çalışıyor. Çok garip bir çelişki değimli?



Sayın Sigorta Acentesi,

Bilindiği üzere, Hazine Müsteşarlığı tarafından 2010 yılında yayımlanan 2010/31, 2010/34, 2010/35 ve 2010/36 sayılı Sektör Duyuruları ile sigorta acentelerinin doğrudan sigorta şirketlerince yetkilendirilmeleri, sigorta acentelerinin birbirini yetkilendiremeyeceği, sigorta acentelerinin bazı mekanizmalar ile kendi aralarında acentelik yetkilerini usulsüz paylaşmaları sonucunda poliçelerin hangi acente veya teknik personel tarafından düzenlendiğinin anlaşılamaması nedeniyle sektörde oluşan olumsuz durumlar açıklanmış, bu şekildeki iş ilişkilerinin uygun görülmediği belirtilmiştir. 

Zira, 5684 sayılı Sigortacılık Kanununda Sigorta Acentesi, “ticarî mümessil, ticarî vekil, satış memuru veya müstahdem gibi tâbi bir sıfatı olmaksızın bir sözleşmeye dayanarak muayyen bir yer veya bölge içinde daimî bir surette sigorta şirketlerinin nam ve hesabına sigorta sözleşmelerine aracılık etmeyi veya bunları sigorta şirketleri adına yapmayı meslek edinen, sözleşmenin akdinden önce hazırlık çalışmalarını yürüten ve sözleşmenin uygulanması ile tazminatın ödenmesinde yardımcı olan kişi” olarak tanımlanmış olup, bizzat ilgili sigorta şirketi tarafından yetkilendirilmeyen sigorta acentesinin (söz konusu yetkiler tescil ve ilan edilmeden) o şirketin poliçesine aracılık edebilmesi mümkün değildir.

Diğer yandan, Birliğimiz tarafından yapılan incelemeler neticesinde, bazı Sigorta Acentelerinin aralarında sözleşme ilişkisi bulunmaksızın ya da bir sözleşmeye bağlı olarak, bir ücret karşılığı veya bedelsiz olarak, bir başka Sigorta Acentesinin düzenlemiş olduğu sigorta poliçesini (gerek e-posta, msn vb. elektronik yolları kullanmak suretiyle, gerekse posta, kargo, kurye veya bizzat teslim almak suretiyle) müşterisine sunduğu tespit edilmiş olup, konuya ilişkin olarak Hazine Müsteşarlığı tarafından Birliğimize intikal ettirilen 27.04.2012 tarihli ve 07361 sayılı yazıda, “bir başka sigorta acentesinin düzenlemiş olduğu sigorta poliçesini müşterisine sunan sigorta acentelerinin durumunun, anılan sektör duyurularından bağımsız olarak mevzuata aykırı olduğu; zira, bu acentelerin ilgili sigorta şirketi tarafından yetkilendirilmediği için, acentelik yetkilerinin başkalarına kullandırılması anlamına geldiği” hususu belirtilmiştir.
 

Bu kapsamda, sigorta sözleşmelerine aracılık edebilmek ancak ilgili sigorta şirketinin doğrudan yetkilendirmesi ile mümkündür. İlgili sigorta şirketi tarafından yetkilendirilmeden bir başka sigorta aracısından temin edilen sigorta poliçesinin müşterilere sunumu acentelik yetkilerinin başkalarına kullandırılması anlamına gelmekte olup, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu ile müeyyide altına alınmıştır. 

Önemle Duyurulur.

TOBB Sigortacılık Müdürlüğü

Not: Konuya ilişkin şikayetlerinizi Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Dumlupınar Bulvarı No: 252 (Eskişehir Yolu 9.Km) 06530 /ANKARA adresine yazılı olarak iletebilirsiniz.

TARSİM HER GEÇEN GÜN DAHA DA BÜYÜYOR


Sigorta Haftası sebebiyle açıklamalarda bulunan Tarsim Genel Müdürü Bülent Bora, Türkiye’de     sigortaya yaklaşımın yıllar itibariyle olumlu yönde gelişmeler kaydettiğini, belirtti.

Bora, Devlet Destekli Tarım Sigortaları Sistemi’nin, başlangıcı olan 2006 yılından bu yana, tarım branşının sektörün büyüme hızının üzerinde performans sergilediğinin altını çizdi ve “Ülkemizde sigorta sektörü açısından ciddi bir potansiyel söz konusu. Bu sebeple toplumun bilinçlendirilmesi ve bilgilendirilmesine hizmet eden Sigorta Haftası gibi organizasyonlar, sektörümüzü çok daha iyi noktalara taşıyacaktır” dedi. Tarsim’in Sigorta Acenteleri Derneği işbirliğiyle Adana, Malatya ve Manisa’da ev sahipliği yaptığı etkinliklerde ise; acentelere, üreticilere ve basın mensuplarına Devlet Destekli Tarım Sigortaları uygulamaları ve Sistem’in sunduğu olanaklar hakkında bilgi verildi, katılımcıların soruları yanıtlandı ve çeşitli promosyonlar dağıtıldı. Manisa’da ayrıca, Celal Bayar Üniversitesi Ahmetli Meslek Yüksekokulu Bankacılık ve Sigortacılık Bölümü işbirliğiyle öğrencilere yönelik, Tarım Sigortaları konulu konferans düzenlenirken, Antalya’da; Meyve Sebze Toptancı Hali’nde üreticilerle bir araya gelindi, Ankara’da ise; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nda gerçekleştirilen tarım sigortaları konulu toplantıya katılım sağlandı.

HEDEF 10 MİLYON KONUT


Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) Yönetim Kurulu Başkanı Selamet Yazıcı, vatandaşın sigortaya her geçen gün ilgisinin arttığını söyleyerek, devletin sigortayı teşvik edici yaklaşımının vatandaşın sigortaya olan görüşünü olumlu yönde etkileyeceğine dikkat çekti.

Afet Sigortaları Kanunu’nda yapılan düzenlemenin oldukça önemli olduğunu söyleyen Yazıcı, “Düzenlemenin amaçlarından biri de afetlerin önlenemeyen mali sonuçlarının yönetiminde sigorta çözümünü öne çıkarmak. Burada kanuni düzenleme yapılarak ve yeni sigorta kontrol noktaları ihdas edilerek sigorta çözümünün gelişmesine destek sağlanıyor. Ayrıca, zorunlu deprem sigortası olmayan konutların otomatik hak sahipliğinden yararlanmayacak olması  da bu bakımdan önemli bir düzenleme. Kanunla verilen mesaj bir anlamda şu: Sigortanızı yaptırın, artık maddi kayıplarınızı sigortayla karşılayın. Çünkü bu kayıpların bütçeden ya da başka olanaklardan karşılanması sürdürülebilir değil.” Yazıcı, kamunun yeni kanunla konut sahibine açık bir şekilde ‘sigorta yaptırmanız lazım’ dediğini belirterek şunları söyledi: “Kanun DASK’a da sigortalılık oranının artırılması için önemli bir görev yüklüyor. Düşük seviyedeki sigortalılık durumunda eski düzenlemeye dönüş riski var, sigortalılık oranlarını yüzde 50’nin üzerine çıkarmamız gerekli. 5 yıllık hedefimiz 10 milyon sigortalı konut, yüzde 60 sigortalılık. Hedefe eriştiğimizde her şey daha kolay olacak.”

BİR ÇINAR DAHA YIKILIYOR


Hariri Ailesi tarafından kurulan Ortadoğu’nun en büyük sigorta şirketlerinden MedGulf pazarlık için masaya oturdu.

Polislerin sahibi olduğu Ankara Sigorta’ya Körfez’den talip çıktı. Hariri Ailesi tarafından kurulan Ortadoğu’nun en büyük sigorta şirketlerinden MedGulf pazarlık için masaya oturdu. 
Körfez sermayesi şimdi de polisle el sıkışmaya hazırlanıyor. Türk Telekom’un sahibi Hariri Ailesi tarafından kurulan Lübnanlı sigortacılık devi MedGulf, Polis Bakım ve Yardım Sandığı’nın (POLSAN) iştiraki olan Ankara Sigorta’yı satın almak için pazarlık masasına oturdu. 


GÜNEŞ BU KEZ TRABZON'DAN DOĞDU


GÜNEŞ Sigorta, Geleneksel Acenteler Toplantısı’nı ‘Gücünüzü Güneş’ten Alın’ konsepti ile Trabzon’da gerçekleştirdi.
Toplantıda konuşma yapan Güneş Sigorta Genel Müdürü Serhat Süreyya Çetin, acentelere 2012 beklentileri ve gelecek vizyonuyla ilgili bilgiler verdi. Güneş Sigorta olarak işlerine hiçbir zaman sigorta satmak olarak bakmadıklarını ifade eden Çetin, “Bizim işimiz insanların hayatlarını, varlıklarını, sevdiklerini güvence altına almak. Her gün olası riskleri düşünerek kendimizi geliştiriyor ve yaşam koşullarına göre karşılaşabilecek riskleri teminat altına alacak farklı ürünlerle üretmeye çalışıyoruz. Dünyada ve Türkiye’de tüketici eğilimlerinin değiştiğini kabul ediyor, zamana ve ihtiyaçlara ayak uydurarak, uygun stratejiler belirliyoruz” dedi


STAR

İSTANBUL'UN DEPREME BAKIŞI


Zorunlu Deprem Sigortası'nın yaygınlaşması amacıyla Hazine Müsteşarlığı tarafından hazırlanan ve mecliste onaylanan DASK yasası vatandaşlara çeşitli yaptırımlar getirecek. Elektrik, su ve doğalgaz gibi kamu hizmetlerinin abonelik işlemlerinde DASK poliçesi şartı aranacak.

Sadece tapu dairelerinde konut alım satımında mecburi olan  zorunlu deprem sigortası artık konutla ilgili bütün kamu hizmetlerinde ön şart olarak aranacak. Zorunlu deprem sigortasını yaptırmayanlar evine elektrik, su, doğalgaz bağlatamayacak. Hazine Müsteşarlığı tarafından hazırlanan ve TBMM’de onaylanan DASK yasasına  göre, zorunlu deprem sigortası olmayanlar konutu ile ilgili hiçbir kamu hizmeti sözleşmesine imza atamayacak. 

Umarız ki bu kanun sigortalılık oranını artırır. Zira verilere göre sigortalılık oranı çok düşük üstelik depremlerle yaşamaya alışmalıyız denmesine rağmen.

Aşağıda DASK'ın resmi sitesinden alınan üç büyük ilimizin acı tablosunu görmektesiniz.


İL                                 KONUT SAYISI         SİGORTALI KONUT SAYISI          SİGORTALILIK ORANI

İSTANBUL             3.422.380                        1.106.016                              %32.30
ANKARA               1.387.650                           426.557                              %30.70
İZMİR                     1.040.740                           275.910                              %26.50        

www.dask.gov.tr

BİREYSEL EMEKLİLİKTE YENİ DÖNEM


Bireysel emeklilikte vergi indirimi yerine devlet katkısı getiren Bireysel Emeklilik Yasa Tasarısı, yasalaştı.

Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanun ve KHK'lerde değişiklik yapan kanun tasarısı, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilerek yasalaştı.
Kanun, katılımcıların, bireysel emeklilik hesaplarına ödenecek devlet katkısı nedeniyle vergi yükümlüğü doğmamasını amaçlıyor. Vergi indirimi sistemi yerine devlet katkısı getiriliyor.

Devlet, sisteme konulan paranın yüzde 25'i oranında katkı sağlayacak.
Sistemden 3 yıl içinde çıkanlar, devlet katkısını alamayacak, 3. yılın sonunda yüzde 15'lik, 6. yılın sonunda yüzde 35'lik, 10. yılda yüzde 60'lık kısım çekilebilecek.
Bireysel emeklilik sisteminden emeklilik hakkı kazananlar ile bu sistemden vefat veya maluliyet nedeniyle ayrılanlar, devlet katkısı ve getirilerinin tamamına hak kazanacak.

Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi kurulacak

Kanuna göre, risk değerlendirmesine esas bilgileri toplamak ve bu bilgilerin emeklilik şirketleri ile Hazine Müsteşarlığı tarafından belirlenecek kişilerle paylaşılmasını sağlamak amacıyla Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi kurulacak.
Terörün finansmanı suçundan hüküm giyenler, sigorta ve reasürans şirketi kuramayacak. BES'ten emekli olmadan, 10 yıldan önce ayrılanlar, yüzde 15'lik stopaj kesintisini dava konusu yapılmamak şartıyla vergi dairesinden alabilecek. Kredi kartı ve banka kartı harcama bilgileri, sosyal yardım hak sahipliğinin tespiti ve gelir testi işlemlerinde kullanılmak üzere, elektronik ortamda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü'ne aktarılacak.

ŞİRKETLERE KÖTÜ HABER

Ölümlü trafik kazalarında destekten yoksunluk tazminatı için ‘kusurlu’, ‘kusursuz’ ayrımı kalkıyor. Yargıtay Genel Hukuk Kurulu, açılan bir dava üzerine trafik kazasında ölen kişi tam kusurlu olsa da yakınlarına tazminat ödenmesi kararına vardı. Yakınını trafik kazasında kaybeden binlerce kişiye umut olan karar, “Ölen kişi kusurlu olsa da yakınlarının bir kusuru yok” gerekçesine dayandırıldı. Ölümlü trafik kazalarının yüzde 40’ının kusurlu olduğunu belirten uzmanlara göre, sigorta şirketleri büyük bir tazminat yükünün altında kalabilir. Genel Hukuk Kurulu’nun önünde benzer dava konusunu içeren 300’e yakın dosya bekliyor. 


Geçmişe dönük olabilir 
2008’e kadar trafik sigortası kapsamında trafik kazasında hayatını kaybeden kişi kusurlu bile olsa yakınlarının destekten yoksunluk tazminatı alma hakkı vardı. Ödenecek tazminat, kusur oranına göre değerlendirmeye açıktı. Ancak 2008’de tazminat alma hakkı ortadan kalktı. Şirketler dört yıldır kusurlu ölümlerde tazminat ödemiyordu. Son 4 yıldır yerleşik içtihattan dönülerek ‘yansıma kusur-yansıma suç’ gibi bir kavram yaratıldığını belirten hukukçular, bu gerekçe ile kusurlu kazalarda ölen kişinin yakınlarına destekten yoksun kalma tazminatı ödenmediğini belirtiyor. Hukukçular, “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92/b maddesi işlemez hale getirilmişti” diyor. Kararın emsal teşkil ettiğini belirten hukukçular, kararın geçmişe dönük de uygulanacağını açıklıyor ve ekliyor: “‘8’de 1 ya da 8’de 8’ kusur olsun. Bu karara göre kusur oranı ne olursa olsun aracın sürücüsü ve işleteninin yakınları destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilecek. Çünkü karar ‘ölen kusurlu olabilir ama geride kalanların bu olayda bir kusuru yok’ gerekçesine dayalı.” 


Kusurlu ile kusursuz olana tazminat aynı 
Zorunlu trafik sigortası kapsamında trafik kazasında ölüm durumunda tazminat hakkı var. Buradaki en üst limit 225 bin lira. Sigortadan alınacak tazminat kazada hayatını kaybeden kişinin geliri, eğitimi, bakmakla yükümlü olduğu kişi sayısı gibi kriterlere göre belirleniyor. Hukukçulara göre kusurlu ve kusursuz hallerde tazminat hakkı aynı olacak. 


İŞTE O KARAR 
“Davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan 3. kişi sıfatıyla dava açtıkları, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı, dolayısıyla tam kusurlu araç şoförünün ve onun eylemlerinden sorumlu olan işletenin kusurunun işletenin isteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceği, Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası genel şartlarına göre aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı davalı sigorta şirketi işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat aldığına ve olayda işleten tam kusurlu, destekten yoksun kalan davacılarda zarar gören 3. kişi konumunda bulunduğuna göre davalı sigorta şirketinin zararının tamamından sorumlu olduğu ve davacıların davalı sigorta şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecekleri oy çokluğu ile kabul edilmiştir.” 


Kararda süreç nasıl işledi? 
* Halime Aktaş ve Ömer Aktaş, sigorta şirketinden destekten yoksun tazminatı alamadıkları için Kadıköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne dava açtı. 
* 2009’da açılan davaya davalı sigorta şirketi, davacıların zararının sigorta teminatı kapsamında olmadığını savunarak itiraz etti. 
* Bunun üzerine mahkeme, iddia, savunma ve bilirkişi raporuna göre dava konusu zararın araç işletenin değil, davacıların zararı olduğu gerekçesi ile toplam 100 bin TL’nin sigorta şirketi tarafından ödenmesine karar verdi. 
* Bu karar sonucu sigorta şirketi temyiz yoluna gitti. 
* Dosya, Yargıtay Genel Hukuk Kurulu’na geldi. Kuruldan oy çokluğu ile tazminat ödenmesi kararı çıktı.






radikalgazetesi

SİGORTA NEDİR?

SİGORTA NEDİR?


Sigorta Nedir? 
Sigorta ; Kişilerin bazı şartlar altında karşılaşacakları, zarara ve gelir kaybına yol açan olayların ekonomik sonuçlarından kendilerini korumak için belli bir prim karşılığında risklerini devrettiği anlaşmadır.

Sigorta Süresi Nedir? 
Poliçenin yürürlükte kalacağı süredir. Birikimli yaşam poliçelerinin bazılarında sigorta süresi sabit olmayıp maksimum ve minimum süreler vardır. Bazılarında ise sigortalı ile sözleşme hazırlanırken belirlenen sigorta süresi mevcuttur.

Sigortacı Nedir? 
Sigorta ettiren tarafından ödenen prim karşılığında, sigortalıya ya da tazminattan yararlanacağı belirtilmiş kişiye, rizikonun gerçekleşmesi halinde tazminat ödemeyi üstlenen kurumdur.

Sigortalı Nedir? 
Yaşamı ya da sağlık giderleri sigortayla teminat altına alınan kişidir.

Sigorta Ettiren Nedir? 

Sigortacı ile sigorta sözleşmesini yapan ve prim ödeme yükümlülüğü altına giren kişidir. Sigorta ettiren ile sigortalı aynı kişi olabilir.

Poliçe Nedir? 
Sigorta poliçesi ; Sigortalanan mal veya cana ait belirleyici bilgileri, sigortanın başlangıç ve bitiş tarihlerini, ödenecek prim ve teminat tutarlarını vb. içeren sözleşmeye ait yazılı belgedir.

Prim Nedir? 
Sigorta primi sigortalının ödediği ücrettir. Bu ücret sigorta riskinin karşılığı , idari giderler, komisyonlar, kar gibi unsurları içerir.

Kloz nedir?
Sigorta çeşitlerine göre poliçe genel şartlarındaki hususları tamamlayan ve özellikle dikkat edilmesi gereken şartları gösteren uyarı notudur.

Hasar nedir?
Sigorta Poliçesi genel şartlarında yer alan rizikonun gerçekleşmesi (menfaatin zarara uğraması) halinde, sigortacının tazminat ödeme yükümlülüğünün doğması durumudur.

Aktüer nedir? 
Sigorta matematikçisidir. Hangi risk için hangi şartlarda ne kadar sigorta primi ödenmesi gerektiğini hesaplayarak standardize eder. Eski Roma 'da sayan kişi anlamına gelirdi. Ülkemizde her sigorta şirketi mutlaka en az bir aktüer bulundurmak zorundadır.
Sigorta matematiğine ise aktüerya adı verilir.

Birikim Tutarı (Birikim Kapitali) Nedir? 
Sigortacı her yıl sonu, portföyündeki uzun süreli poliçelerin sigorta bedelleri üzerinden, bazı matematiksel yöntemlerle belirlenen bir fon ayırır. Şöyle ki, sigortalının ödediği primlerin yıllar itibariyle yasal ve teknik kesintileri yapıldıktan ve teknik faiz ile faizlendirildikten sonra elde edilen tutara birikim tutarı denir.

Genel Şartlar Nedir? 
Devletin yetkili kurumları (T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı) tarafından her sigorta branşı için hazırlanmış olan ve Sigorta şirketlerinin bunu aksine hareket edemeyecekleri koşullardır.

İhtarname Nedir? 
Zamanında ödenmeyen primlerin poliçenin iptaline yol açması söz konusu olduğundan, prim borçlarını ödemeleri için sigortalıya gönderilen uyarı mektubudur (ihtar). Sigortalıya ulaştıktan sonraki 30 gün içinde ödeme zorunluluğu vardır. Aksi halde şirket poliçeyi iptal veya tenzil eder.

İkraz (Borç Alma) Nedir? 

Uzun süreli ve birikimli sigortalarda mevcut olup, sigortalının ileriki yıllarda poliçesinin kar paylı birikim tutarını azami %95'ini yıllık faizle borç alabilmesidir. İkraz halinde, poliçenin tüm hakları korunur. Sigortalı bir sonraki yıl, borcunu ödemeden o yıla ait ikraz faizini ve bu faiz üzerinden alınacak %5'lik gider vergisini ödemek suretiyle sigortaya devam edebilir. Faiz sigorta şirketi tarafından serbest olarak belirlenir ve peşin alınır.

İptal Nedir? 
1. Uzun süreli hayat sigortalarında: sigorta ettirenin 30 gün içinde prim borcunu ödememesi halinde, poliçenin yürürlükten kaldırılmasıdır. Bu durumda prim iadesi yapılmaz.
2. Bir yıl ve daha kısa süreli hayat, sağlık ve kaza sigortalarında: Sigorta ettiren şirketçe belirtilen süre zarfında prim borcunu ödemediği taktirde, poliçe temerrüde düşer. Temerrüd tarihini izleyen 15 günün sonunda prim borcu 
ödenmezse teminatlar durdurulur. Durdurulma tarihinden itibaren geçen 15 gün içinde de borç ödenmezse ihtara gerek kalmaksızın poliçe iptal edilir.

Irat 
Nedir
Yaşam boyu veya belirtilen süre boyunca periyodik olarak gelir sağlayan yaşam sigortası teminatıdır.



İstira (Satın alma) Nedir? 
Birikim priminin alındığı yaşam sigortalarında sigorta şirketinin, poliçe özel şartlarında yazılı asgari sürenin geçmesi ve bu süreye ait primlerin ödenmesinden sonra sigorta ettirenin talebi ile kar paylı birikim tutarını ödeyerek poliçeyi satın almasıdır.
Sigortalı için, poliçenin paraya çevrilme olanağıdır.

Kar Payı Tutarı Nedir? 
Sigortalıların ödediği primlerin yasal ve teknik kesintileri yapıldıktan sonra yatırıma yönlendirilmesi sonucunda elde edilen karın bir kısmının katılım nispetinde poliçeye işlenen tutarıdır.

Sigortalanabilir Menfaat nedir?
Sigorta ile güvence altına alınan, maddi veya manevi değerler üzerindeki menfaatlerdir.
Sigorta sözleşmesi (poliçe) yapılırken sigortalanabilir bir menfaat ilişkisinin bulunması gereklidir. Rizikonun gerçekleşmesi neticesinde sigortalının yasal, para ile ölçülebilir bir zararı ve fiziki bir kaybı olmalıdır. Kanunlara, ahlaka ve adaba aykırı işlemler sonucu doğacak menfaatler sigorta edilemez.

Menfaatdar Nedir? 
Yaşam sigortalarında, sigorta sözleşmesine taraf olmamakla birlikte, yaşam kaybı (vefat) rizikosunun gerçekleşmesi halinde poliçede belirtilen hakların ödeneceği kişidir. Poliçede menfaattar ismen belirtilmemişse, kanuni varisler menfaattar olarak kabul edilir. (Menfaattar = Lehdar = Alacaklı)

Meriyet Nedir? 
Poliçenin geçerli ve yürürlükte olma durumudur.

Özel Şartlar Nedir? 
Sigorta özel şartları ; Sigorta şirketlerinin geliştirdikleri poliçelerin detaylı özel koşullarını içeren ve genel şartların aksine hükümler içermeyen sözleşme maddeleridir.

Reasürans Nedir? 
Bir sigorta şirketinin poliçe sattığı sigortalılardan satın aldığı risklerin bir kısmını veya tamamını diğer bir şirkete satmasıdır.
Daha basit bir ifadeyle sigorta şirketinin sigortalanmasıdır.

Risk Nedir? 
Zararın veya hasarın ortaya çıkmasının muhtemel olduğu durumdur.

İstisna Nedir? 

Sigorta teminatları dışında kalan durumlardır.

Tazminat Nedir? 
Poliçe türüne göre, sağlık giderleri, maluliyet ve kritik hastalık durumunda sigortalıya, sigortalının vefatı durumunda ise menfaattara ödenmesi gereken toplu tutar.

Teknik Faiz Nedir? 

Yaşam poliçeleri için kullanılan ve sigortacının garanti ettiği minimum faiz oranıdır.

Teminat Nedir? 

Sigortacının sigortalıya rizikonun gerçekleşmesi halinde vermeyi taahhüt ettiği güvencedir.

Tenzil (Dondurma) Nedir? 
Uzun süreli sigortalarda poliçe özel şartlarında yazılı azami sürenin geçmesi ve bu süreye ait primlerin ödenmesinden sonra prim ödemelerinin durdurulması ve sigortalının maluliyet, kritik hastalık, vefat gibi tazminat hakkından yararlanmadan sadece yatırılan birikim tutarı üzerinden kar payı almaya devam etmesidir.

Tıbbi Tetkikler Nedir? 
Sigortalının yaşına ve istediği teminat tutarına bağlı olarak sigortacı tarafından istenebilen tıbbi raporlardır.

Risk Kabul (Underwriting) Nedir? 

Sigortacının, başvuruyu kabul edip, etmeyeceğinin ve kabul ederse hangi şartlarda onaylayacağının belirlendiği süreçtir.

Yaşam Sigortası (Hayat Sigortası) Nedir? 
Sigortanın yürürlüğe giriş tarihinden itibaren kişiyi poliçe türüne göre vefat, hayatta kalma, maluliyet veya kritik hastalıklar gibi büyük risklere karşı güvence altına alan; birikim priminin alındığı durumlarda primleri yatırıma yönlendirerek, sigorta süresi sonunda toplu para ya da emeklilik hakkı tanıyan, sigortadır.

Zeyilname Nedir? 
Zeyilname ; Poliçenin yürürlüğü sırasında meydana gelen değişikliği belirten poliçenin ayrılmaz bir parçası olarak düşünülen ek sigorta sözleşmesidir. Örneğin yaşam poliçelerinde prim artışı, sağlık poliçelerinde aile poliçesine çocuk eklenmesi gibi değişikliklerin yanı sıra sigortalının talebiyle düzeltilmesi de zeyilname düzenlenmesini gerektiren işlemdir .